Kaydol’a tıklayarak Kullanım Koşulları’nı kabul etmiş olursun.
Kişisel verilerine dair bilgilerin yer aldığı Gizlilik Politikası ve Aydınlatma Metni’ni oku.
Daha iyi bir deneyim için yeni TRT İzle mobil uygulamasını indirebilirsiniz.
Herhangi bir bölüm yok!
Pelin ve ailesi, bahçeli, kocaman bir eve taşınırlar. Komşusu Caner ile tanışır fakat pek anlaşamazlar. Derken Pelin Caner’in bahçesinde çok enteresan bir şey görür...
Pelin kahvaltısından sonra odasına döner ve korkup kaçmış olan Bebi’yi aramaya koyulur. Bebi’nin ailesi de Bebi’yi çok merak etmektedir. Bebi’yi Pelin'in evinde aramaya karar verirler.
Köstebekgiller gece kendi evlerine dönerler. Karşılaştıkları manzara çok üzücüdür. Evleri yıkılmıştır ve bütün eşyaları toprak altında kalmıştır. Geceyi Pelin’in evinde geçirmeye karar verirler.
Ceyda köstebekgilleri görür ve onları fare zanneder. Köstebekgiller fare sanıldıkları için biraz alınırlar ve evde bir koşuşturma başlar. Pelin ise çaktırmadan onları korumaya çalışır.
Ev bir anda ilaçlandığı için toz duman içinde kalmıştır. Pelin bütün köstebekgilleri çantasına koyar ve tam çıkacakken bayılır. Pelin'i hastaneye götürürler, köstebekgiller bu duruma çok üzülür.
Anne köstebeğin yaptığı çay Pelin’e alerji yapmıştır. Dede köstebek bu işi çözebileceğini söyler ve Köstebekya kitabının arkasında bulduğu bir karışımı Pelin’e içirir. Pelin birden küçülür.
Köstebekgiller Pelin'in bu duru için çözüm arayışındadırlar. Karışımı tekrar içirirler, Pelin Köstebekya kitabından bazı sözcükler söyler. Eski haline dönmek için beklerlerken Ceyda gelir.
Eyvah yakalandık diye düşünürlerken Pelin eski halini alır. Ceyda Pelin’i küçük haliyle görmemiştir. Her şey normale dönmüştür. Ceyda Pelin’i yatırır ve bir masal anlatarak uyutur.
Caner, Pelin bahçesine geçmesin diye sınıra çit çekmektedir. Etraftan bulduğu bir kaç tahta parçasını toprağa çakar. Boyo ve Bebi Pelin’in köstebekgillerin evine gelemeyeceğini düşünüp, çitleri bozar.
Pelin, Caner'i basketbol sahası fikrinden vazgeçirmeye çalışır fakat Caner pek oralı değildir. Durumu köstebekgillere anlatır. Eve döndüğünde ise ilginç bir mesaj almıştır...
Pelin mesaj hakkında köstebekgillerle konuşur. Herkes başka köstebekgillerle tanışacağı için çok mutlu olur. Onlar da bu kişiye bir mesaj yazmaya karar verirler.
Ceyda’yı atlattıktan sonra, Pelin köstebekgilleri dışarı çıkarır. Fakat ortalık kalabalıktır ve köstebekgiller nereye gideceklerini şaşırırlar. Birden kendilerini bir kutunun içinde bulurlar.
Köstebekgiller bir aydır Caner’in evindedir. Caner onları yakaladığından beri, odasında bir kutu içinde onlara bakmaktadır. Köstebekgiller, Caner’in elinden kaçmayı başarır ve evlerine dönerler.
Köstan Amca, Köstebekya’dan gelmiştir. Karışımı almak için geri dönmüştür. Köstebekgillere Köstebekya’nın zor durumda olduğunu ve karışıma ihtiyacı olduğunu söyler. Ancak karışım Pelin’dedir.
Gölge, büyüyüp küçültebilen bir karışımla istediği her yere girebileceğini düşünür ve hırsızlık yapmak için tam aradığı şeydir. Gölge karışımı almayı kafasına koymuştur ama niyetini belli etmez.
Pelin Boyo’yu Caner’in elinden kurtarır. Köstan’la, köstebek baba ise hala Gölge’nin elindedir. Gölge onları konuşturmaya çalışır ama konuşmazlar.
Caner, Boyo’ya yaptıklarından ötürü pişmandır. Pelin’den af diler ancak Pelin de Caner’e kızgındır. Caner de kayıp köstebekgilleri bulmaya karar verir. Bay Baykuş’tan yerlerini öğrenir.
Caner kendine geldiğinde köstebekgillerle tanışır ve herkesten özür diler. Pelin ve Caner artık iki iyi dosttur. Gölge ise köstebekgilleri yakalamayı kafaya koymuştur. Bahçeye kapanlar yerleştirir.
Gölge, küçük Pelin ve küçük Caner’e hayretle bakar. Çocuklar derhal kapanları toplamasını isterler. Ancak Gölge toplamaz. Gölge Pelin ve Caner’i yakalamaya çalışırken kapanlara yakalanır...
Pelin, Caner ve köstebekgiller bilmeceyi çözmek için çalışırlar. Gölge de kapanların bıraktığı yaralarıyla meşguldür. Ancak Boyo ve Süslü’den karışımın bir bilmece sonucu yapılacağını duyar.
Köstebekgiller, Gölge’nin bilmeceyi aldığını görmüşlerdir ve durumu Pelin’e söylerler. Gölge’den bilmeceyi almaya karar verirler. Bu arada Pelin ve Caner bilmecenin bir kısmını çözmüşlerdir...
Pelin, Caner ve köstebekgiller sonunda bilmeceyi çözmüştür. Bilmeceye göre, gece yağan, ilkbaharın ilk yağmurunda çam ağaçlarının arasında çıkan meşale çiçeğini bulmaları gerekmektedir.
Pelin ve Caner, hava durumunu yakından takip etmeye başlarlar. Bir yandan hazırlıklarını sürdürürler. Bahçeye çıkıp, çam ağaçalarının yanına gidecekleri sırada Gölge peşlerine takılır...
Gölge, Boyo’yu bir sepete koyup dışarı çıkarır. Tam kulübesine giderken, Pelin ve Caner yolunu keser. Bay Baykuş’un yardımıyla, sepetin içindeki Boyo’yu kurtarırlar.
Köstebekgiller, Pelin ve Caner çam ağaçlarına giderler. Herkes gökkuşağının ucundaki meşale çiçeğini arar. Ancak gökkuşağına dokunmamaları gerekir çünkü dokunan uykuya dalmaktadır.
Pelin, annesiyle birlikte, yazı geçirmek üzere yazlık evlerine doğru yola çıkmıştır. Köstebekgiller de, Köstebekya için yaptıkları karışımla birlikte, Köstebekya’ya doğru yola çıkmıştır...
Aslan Dede, Caner ve Köstebekgiller yola çıkarlar. Tabi Gölge de onların peşine düşer. Bir mola yerinde Boyo tuvalete gider fakat onu oyuncak zanneden biri kardeşine vermek üzere yanında götürür...
Boyo’nun içinde olduğu araba hareket eder. Köstebekgiller ve Caner panik olurlar. Caner, Aslan dedeyle köstebekgilleri tanıştırmak zorunda kalır. Vakit kaybetmeden Boyo’yu kurtarmaya giderler.
Pelin, Caner ve köstebekgiller, her yerde Kösteban’ı ararlar. Kösteban ortalarda yoktur. Gölge sonunda bombayı patlatır. “Ya bana karışımı verirsiniz ya da yeni dostunuz Kösteban’ı göremezsiniz.”
Pelin, Caner, Aslan dede ve köstebekgiller, kafa kafaya verip ne yapacaklarını düşünürler. Ceyda’nın Gölge’nin kötü biri olduğuna inanması gerekmektedir. Pelin’se bütün bu olanlardan annesini suçlar.
Kösteban’ı kurtarmak için seferber olurlar. Kösteban’ın sesi kesilir. Ona bir şey oldu zannederler. Boyo, kahramanlık yaparak kuyuya girer… Bir süre sonra onun da sesi kesilir...
Ceyda, kuyunun bir kanala bağlanıp bağlanmadığını öğrenmek için site yönetimi ile konuşur. Onlar denize akan bir kanala bağlandığını söylerler. Herkes endişelenir ve hemen deniz kenarına giderler.
Köstebekgiller hafızasını yoklaması için Kösteban’a yardım etmeye çalışırlar. Ama Kösteban yine her şeyi unutmuştur. Boyo, Kösteban'ın taktığı madalyonu dener ve birden hafızası gider...
Kösteban uyanır ve her şeyi hatırlamaya başlar. Boyo’dan madalyonu çıkarırlar, Boyo’nun hafızası da geri gelir. Kösteban başından geçenleri anlatır...
Tabii ki madalyonu alan Gölge’dir. Madalyon küçük olduğu için boynuna takamaz ama cebinde taşır. Herkesten intikam almak için planlar yapmaya başlar. Ama bir şeyler ters gitmektedir...
Gölge'nin bir bitkiye dönüştüğünü görürler, Gölge pişmandır yaptıklarından ona yardım etme konusunda kararsız kalırlar. Ama onu iyileştirmenin yolu da meşale çiçeğinden geçer...
Kösteban saraydan meşale çiçeği ile birlikte çıkar. Ancak çiçek hiç canlı görünmemektedir. Çiçeği canlandırmak için ne yapacaklarını düşünürken, Köstebekya kitabında bunun cevabı vardır. Madalyon!
Meşale çiçeğini kullanarak karışımı yeniden yaparlar. Karışımın ilk damlasını Gölge’ye damlatırlar. Gölge eski haline dönüşür ve ilk yaptığı şey karışımı alıp kaçmak olur.
Tatil bitmiş, Pelin ve Caner evlerine dönmüştür. Okullar da açılmıştır. Ceyda ise kendine güzel bir kafe açmıştır. Köstan amca, Köstebek baba ve dede Köstebekya’ya doğru yola çıkmıştır.
Baykuş'un verdiği mektupta, köstebeklerin Köstebekya’ya giremedikleri yazmaktadır. Köstan amca kırk orman askerlerinin kurduğu tuzakları aşmak için Pelin ve Caner'den yardım istemektedir.
Köstan amca hem suda hem karada hem de havada giden bir araçtan bahseder. Ancak bu aracı yapmak hiç kolay değildir. Profesyonel birinden yardım almaları gerekir...
Köstan amcadan mektup gelmiştir, aracı yapmak için ihtiyacı olan bir maddeden bahsetmektedir. O maddeyi bulmak sandıkları kadar kolay değildir. Çünkü madde yerin 3 kat altındadır.
Tüm gece süren kazının ardından Boyo ile Kösteban yeryüzüne çıkarlar. Aradıkları madeni de yanlarında getirmişlerdir. Profesör daha önce hiç bu kadar değişik bir madde görmediği için şaşırır...
Sonunda olan olur ve köpek çadırın içinden Kösteban’ı dışarı çekmeyi başarır. Kafenin içi bir anda karışır. Herkes Kösteban’ı görünce çığlık çığlığa kaçışır...
Profesör mektuba göre, kırmızı maddeyi nasıl kullanacağını öğrenir ve ilk gelen gövde planına göre, kalıbı hazırlar. Kırmızı maddeyi kalıba döker ve Köstebüs’ün ilk parçasını hazır hale getirir.
Köstebek anne telaşla gelip Bebi’nin kaybolduğunu söyler. Herkes Bebi’yi aramaya koyulur. Bebi bu esnada çöp poşetinin içinden çıkmaya çalışmaktadır. Poşeti bir türlü yırtamaz.
Boğazına kadar çamura batmak, profesör gibi titiz bir adam için tam bir kabustur. Artık nefes almaları da zorlaşmaktadır ki, Ceyda, Aslan Dede, Pelin ve Caner yardıma gelirler.
Yeniden çalışmalara başlamak için hep birlikte garaja giderler fakat kırılmış olan Köstebüs’ü görürler. Köstebekgiller, Ceyda, Caner, Pelin, Aslan Dede ve Profesör gözlerine inanamazlar...
Caner ve Pelin, profesörün Köstebüs’ü bitirdiğini görürler. Hepsi çok heyecanlıdır. Kösteban, Köstebüsü çalıştırmak için kumandaya geçer. Ancak bir sorun vardır.
Köstebüs’ü çalıştırmak için bütün her şeyi denerler ama başaramazlar. Pelin'in aklına meşale sarayından aldığı siyah taş gelir. Siyah taşı, Köstebüs’ün içine yerleştirir ve Köstebüs çalışmaya başlar.
Boyo, Kösteban ve profesör daha önce profesörün keşfettiği ve en saf gümüşün bulunduğu mağaraya gelmişlerdir. Boyo aceleci davranmış ve bataklığa düşmüştür...
Müjde gizli hayranını bulmak için de çalışmalara başlar. Bir köşeye saklanıp ona çiçek bırakan kişiyi gözler. Boyo ise kimse ortalıkta yok diye kaykaya binmek ister. Boyo, Müjde’ye yakalanacak mıdır?
Köstan Amca mektupta yer altında bulunan bir labirentten bahseder. Labirentin sonunda tekerlekleri yapmak için bulacakları kauçuk ağacı vardır. Örnek kauçuk yaprağını ise Müjde almıştır.
Süslü köprünün karşı kıyısında Boyo’yu görür. Boyo kauçuk ağacını bulmuştur. İkisinin inadı bırakıp, barışmaları ve kazasız bir şekilde kavuşmaları için birlik olmaları gerekmektedir...
Boyo, Süslü’yü kurtarmayı başarır. Çok dikkatli bir şekilde köprüden geçmeyi başarırlar. İki kardeş birbirine sevgiyle sarılır ve sonunda barışırlar. Birbirlerini üzdükleri için, özür dilerler.
Müjde işe gitmek için evden çıkmıştır. Yolda giderken o kadar güzel ve şirin bir dükkan görür ki, hemen koşarak Ceyda’nın yanına gider. Ceyda’ya, dükkanı mutlaka görmesi gerektiğini anlatır.
Süslü ne yapacağını bilemez. Boyo’nun kauçuk ağaçlarının arasında sıkışıp kalmış olmasına üzülür. Boyo’yu kurtarmak için uzunca bir sopa bulur fakat sarmaşık, Boyo’yu daha çok sarar.
Profesör, sonunda Köstebüs’ü takdim eder. Kösteban, Köstebüs’ü çalıştırmak için içine girer ancak Köstebüs yine çalışmaz...
Boyo, Süslü, Anne ve Bebi, Pelin, Caner ve Aslan Dede ile birlikte köy evine tatile giderler. Aslan dedenin kardeşi Ayçiçek nine onları karşılar ve tabi Ayçiçek’in torunu Toraman.
Köydeki ilk günlerinde Toraman güneşin doğmasıyla birlikte herkesi uyandırır. Pelin ve Caner neye uğradıklarını şaşırırlar. Toraman bir iş bölümü yapmıştır...
Köstan amcalar, Pelin, Caner ve Aslan dedeyi bulur. Köstan amca olanları anlatır. Köstebekya kayıptır! Pelinler duyduklarına inanamazlar. Koskoca ülke, Köstebekya daha önce olduğu yerde değildir.
Köstebekgiller evlerini yapmaya çalışırlar. Ancak Boyo ortalarda yoktur. Süslü şans eseri, Boyo’nun saklamaya çalıştığı yeri bulur...
Toraman herkesten gizli halı dokumaktadır. Gece olunca Caner, Toraman’ın halısını görür ve çok şaşırır. Süslü iplerin olduğu yere gittiğinde, iplerin bir bitki gibi tarlada büyümeye başladığını görür.
Süslü iplerin büyüdüğünü görünce olan biteni Caner’e söyleme kararı alır. Boyo, Süslü söylediği için, Süslü’ye küser. Caner, Toraman’ın kaybolan koyununu bulması için Kösteban’dan yardım ister.
Caner, koyunu Toraman’a verir. Ancak Toraman, Caner’in neler çevirdiğini merak etmektedir. Gizlice gidip Köstebüs’ü sakladıkları yerden alır. Onu eve saklar.
Köstebekgiller, Caner ve Aslan dede kafa kafaya verip, Köstebüs’ü almanın yollarını konuşurlar. Toraman gece uyuyunca sakladığı yerden Köstebüs’ü almaya karar verirler.
Toraman duyduklarına inanamaz. Çiftliğe köstebek getirdikleri için onlara çok kızar. Caner her şeyi anlatır ve Toraman’dan kendilerine dokumayı öğretmesini ister.
Köstan amca halı dokunduktan sonra çözmeleri gereken bir bilmece olduğunu söyler. Herkes bir koldan bilmeceyi çözmeye çalışırken, diğer koldan halıyı bitirmeye çalışırlar.
Son gün Ayçiçek ninenin doğum günüdür. Gitmeden ona güzel bir doğum günü kutlaması yapmaya karar verirler. Pasta alırlar, çardağı süslerler. Toraman da ona dokuduğu halılardan birini, hediye eder.
Caner, Aslan dedenin evine değil de başka yere gittiklerini fark eder. Aslan dedenin ona bir sürprizi vardır. Annesi ve babası yurt dışından dönmüştür.
Çağlar dayı dünyanın diğer ucundan gelmiş ve çadırını bahçeye kurmuştur. Köstebekgiller ve Caner kim bu diye merak ederler. Caner, dayısıyla tanışır. Çağlar da, artık onlarla birlikte yaşayacaktır.
Caner ve köstebekgiller Boyo ve Süslü’yü bulamadan eve dönerler. Bu arada, köstebekgiller uçan halının uçmadığını fark ederler. Köstan Amca durumu anlar, lunaparkta gizemli bir şeyler vardır.
Boyo ve Süslü kendilerini şimdiye dek görmedikleri bir dünyada bulurlar. Doğru aynayı bulmak için bazı etaplardan geçmeleri gerekmektedir.
Dönme doloptan halıyı almak için süslü ve Boyo yüksek demirlere tırmanmaya başlarlar. Sonunda halının olduğu kabine girer ve halıyı alırlar ancak kabin en tepedeyken birden elektrikler kesilir.
Bir sarsıntı ile yer parçalara ayrılır ve Süslü ile Boyo ayrı parçalar üzerinde kalırlar. Parçaları tekrar bir araya getirmek için en büyük sırrı bulmaları gerekmektedir...
Boyo ve Süslü sıradaki bilmeceyi çözmek için atlıkarınca ile buzlar ülkesine gelmişlerdir...
Sevgi, Bebi’yi göremez. Bebi soğanlar doğranırken, ıspanaklar yıkanırken kapların içindedir. Tam yemeğe oturacakları sırada Caner’in Bebi’nin emziğinin ıspanakların içinden çıktığını görür.
Karlar ülkesindeki Boyo ve Süslü kapıya gitmek üzere bir ipucu bulurlar ve o ipucu onları yeni bir bilmeceye götürür. Bir tablo üzerinde 15 çeşit birbirine çok benzeyen kar taneleri vardır.
Gürkan, araba ile Caner’i de alıp eve doğru giderler. Eve vardıklarında Çağlar’ı gitar çalar, Bebi’yi dans eder ve Dede ile Köstan amcayı eğlenirken görünce şok olurlar.
Boyo ve Süslü buldukları midyenin içindeki suyu kapının üzerindeki kar tanesi kalıbının üzerine dökerler ve kapı açılır. Karanlık merdivenlerden birbirlerine tutunarak sevinçle inerler.
Madalyon ve halı etkileşime geçtikten sonra beklenen olmaz ve halı uçmaz. Başka fikirler düşünmek için dağıldıktan sonra halı tekrar ışık saçar ve söndüğünde bir ip yığınına dönüşür.
Boyo iki kar tanesinin arasındaki duvara yaslanıp durur. Süslü saçını tararken, tarağını kar tanesinin içine düşürür, almak için uzandığında kar tanelerinin hareket etmediğini görür.
Bebi uçan bir atkı üzerinde halinden memnun bahçeye çıkar. Baykuş da Bebi’yi görür ve onu takip eder...